Beyin Balans Programı

Beyin balans programı nedir?

Nörobilim, uzun zamandır insan beyninin tamamen işlev görmesi için beynin geniş alanlarının yanısıra sağ ve sol hemisferlerin iletişim için sürekli olarak elektriksel uyarılar kullandığını keşfetti. Bu durum çok önemlidir çünkü her hemisfer, içinde yaşadığımız dünyaya tepki vermemizi sağlayan farklı işlevleri yerine getirir. Bununla birlikte, yakın dönemli bilimsel araştırmalar, beynin iki tarafı olgunlaşmasında patolojik düzeyde bir farklılık oluştuğunda, bu durumun iki hemisfer arasındaki elektriksel uyarıların dengesini bozduğunu ve iletişimi engellediğini göstermektedir. Bu iletişim sorunu sayısız davranışsal, sosyal ve öğrenme güçlüğünden sorumlu olduğu kanıtlamıştır.

Her ne kadar klasik tıp algılayışında bu çocuklar semptomlar grubuna göre sınıflandırılmış olsa da otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, Asperger sendromu, disleksi ve diğer hastalıklar incelendiğinde beyindeki çarpıcı benzerlikler görülmektedir. Farklı isimler alsa da bu grup hastalıklarda her iki hemsiferde ELEKTRİKSEL DENGESİZLİK söz konusudur.

Beynin normal ve fonksiyonel çalışabilmesi için sağ ve sol hemisferdeki aktiviteler, bir konser orkestrası gibi uyum içinde çalışmalıdır. Bir hemisfer belirli bir işlev ritminde kalamadığında, bu tüm hemisferi etkiler. Böylece diğer hemisfer onunla ilişkisini kesmeye çalışır. Bu, iki tarafın artık bilgileri etkili bir şekilde paylaşamayacağı ve entegre edemeyeceği derecede uyumsuzluğa neden olabilir. Yani beyin fonksiyonel olarak asenkronize hale gelir yani ‘beyin yetersizliği’ tablosu gelişir.

Örneğin; yavaş gelişen sol beyni olan bir çocuk, yavaş gelişen sağ beyni olan çocuktan farklı akademik problemlere sahip olacak ve farklı davranışlar gösterecektir. Kelimeleri okuyamayabilir veya okumaya odaklanamayabilir. Otizmde sık görüldüğü  üzere bir çocuk konuşurken size bakmayabilir. Çünkü beynin beden dilini okuma yeteneği dengede değildir.  Otizm tablosunda sağ beyin zayıf elektriksel aktivite gösterirken, dislekside sol beyin zayıf aktivite göstermektedir. Yani semptomlar hastalık isimlerine göre farklı olsa da altında yatan neden beynin balansının bozulmasıdır.

Nöroplastisite denilen nöronların yeni bağlantı kurma yeteneği sayesinde beynin iki hemisferi arasında yeniden bağlantı kurulabilir. Uygun sıklık, şiddet ve sürede stimulus verildiğinde beynin zayıf tarafı büyük bir hızla gelişir ve sağlam tarafa yetişir. Böylece beyin tekrar ritmik olarak çalışmaya başlar.

Beyin balans programı, ‘hemisferik integrasyon’ tedavisi adı verilen bir tekniğe dayanır. İlk olarak, bir çocuğa semptomlarını ve fonksiyonel yeteneklerini değerlendirmek, hemisferleri tanımlamak ve balansı bozulmuş olan hemisferdeki fonskiyonları değerlendirmek için sağ ve sol beyin defisit bulguları sorgulanır ve fonksiyonel nörolojik muayene yapılır. Fonksiyonel nörolojik muayenelerde şunlar değerlendirilir:

-Kaybolmamış ilkel refleksler

-Karışık baskınlık durumları

-Proprioseptif değerlendirme

-Postural değerlendirme

-Serebellar değerlendirme

-Görsel değerlendirme

-İşitsel değerlendirme

-Vestibüler (denge) değerlendirme

-Olfaktor (koku) değerlendirme

-Taktil (dokunma) değerlendirme

Anamnez ve muayene bulgularıyla daha zayıf aktivite gösteren hemisfer tespit edilir ve ardından doğrudan sorunlu alanları hedef alan bir takım duyusal, fiziksel ve akademik girdiler sağlanarak zayıf hemisfer güçlendirilir.

Beyin balans programı nörogelişimsel geriliği olan bu çocukları tanımlamanın ve onlara yardım etmenin devrim niteliğindeki yeni yoludur ve geleneksel düşünceyi değiştirir.

Beyin Balans Programında Tedavi Nasıl Planlanır?

Bütüncül tıp yaklaşımı ile beyindeki perfüzyon bozuklukları (kanlanma ve oksijenlenme problemleri) ve detoksifikasyon (toksik madde atılımındaki yetersizlik) problemleri giderildikten sonra zayıf fonksiyon gösteren hemisfere yeterli ve gerekli sıklıkta uyaran verilmesi ile beyin balansı sağlanır.

Beyin balans programı şu şekilde planlanır:

1) Henüz kaybolmamış ilkel refleksler belirli çalışmalarla inhibe edilir. Böylece beyin sapı kaynaklı bu refleksler kaybolur ve korteksin miyelinizayonuna katkıda bulunulur. Böylece serebral korteks maturasyonu (olgunlaşması) sağlanır.

 

2) Çocuklarda sağ veya sol baskınlığı incelenir. El, göz, ayak ve kulaklarda karışık baskınlık varsa özel egzersizlerle düzeltilir. Bu her iki hemisferin sağlıklı entagrasyonu için önemlidir.

 

3) Postural problemin olduğu tarafa daha fazla olmak üzere proprioseptif uyarılar verilir. Aynı zamanda sırt ve ön duvar kaslarını çalıştıracak bazı çalışmalar yapılır. Bu beyne bilinçaltı düzeyde güçlü elektriksel stimulus sağlar.

 

4) Vestibüler girdiler hangi hemisferde yetersiz ise o hemisfere bazı çalışmalarla vestibüler stimulus sağlanır.

 

5) İşitsel olarak daha az girdi alan beyin hemisferine, o hemisfere özgü notaların kullanıldığı ses stimulusu verilir. Ses,beyin entegrasyonunda çok önemli bir yeri vardır.

 

6) Nörogelişimsel geriliği olan çocukların çoğunda göz kasları zayıftır. Göz kasları aynı zamanda beyne yoğun girdi sağlayan reseptörlerdir. Bu nedenle göz kasları aktif olarak çalıştırılmalıdır. Aynı zamanda görsel yolaklar tüm beyin hemisferini uyarabilen uzunlukta sinir lifleri içerir. Bu nedenle ışık uyarımı ve spesifik hemisfere uygun olarak görsel yolağın çalıştırılacağı şekilde görsel uyaran verilir. Aynı zamanda herbirhemisferi uyarabilen renk tonu farklıdır. Bu nedenle zayıf tarafı aktive edecek uygunlukta bir renkli gözlük aracılığıyla görsel stimulus verilir.

 

7) Koku beyni uyaran çok güçlü bir stimulus kaynağıdır. Herbirhemisferi uyarabilen koku farklıdır. Bu nedenle doğru burun deliğine doğru koku stimulusu verilerek uygun hemsifer stimüle edilir.

 

8) Dokunsal (taktil) uyarım gereken durumlarda zayıf hemisferin karşı tarafından taktil uyaran verilir.

 

9) Transkranial doğru akımstimulasyon (tDCS)  cihazı ile  zayıf hemisfere elektriksel uyarım verilerek NÖROSTİMULASYON sağlanır. Kişinin semptomlarına göre uyarılması gereken noktalar ayarlanmalıdır.

 

10) Düşük yoğunluklu SOFT LAZER uygulamasıyla beyin perfüzyonunu ve detoksifikasyonunu arttıracak şekilde vücudun bazı noktalarına uyaran verilir. Bu verilenverilen uyaranlar otonom sinir sitemini dengeler ve beynin fonksiyonel sağlığına katkı sunar.

 

Bu tedaviler kişiseldir. Bazen tek tek bazen belirli kombinasyonlarla uygulanır. Bütün bu uygulama yöntemleriyle zayıf olan beyin hemisfer stimüle edilerek diğer hemisferle senkronize çalışması hedeflenir. Böylece semptomların azalması veya kaybolması beklenir.

Bu tedaviler ile ilgili herhangibir kalıcı yan etki beklenmez.

Beyin Balans Programında Koku ve Tat Duyusu

Koku bilinenin aksine çok önemli bir duyudur. Çocuk koku alamazsa kendi başınıza farketmezsiniz. Koku duyusunun azaldığını veya kaybolduğunu anlamak zorken aşırı aktif (hipersenstif) koku duyusu daha net tanınır. Çünkü çocuğunuz herşeyi koklayacak ve yorumda bulunacaktır.

Koku ve tat neredeyse ayrılmaz bir bütündür. Ancak koku daha önemlidir. Gelişmekte olan bir beyin için koku ile ilgili bir sorun, yemeğin zevkinin kaçmasından çok daha önemlidir. Koku duyusu beynin daha üst düzey işleme merkezlerini içerir. Beynin bu bölgesi düzgün çalışmıyorsa çocuğun büyük olasılıkla beyninin bu bölümü tarafından kontrol edilen yaşamın diğer yönleriyle de sorunu olacaktır. Bu sorunlar zayıf duygusal farkındalık, sosyalleşme sorunları, bağışıklık ve sindirim sorunları, dikkat azalması ve hatta dürtüse lobsesif davranışlar olarak ortaya çıkabilir. Bununla birlikte koku duyusu geri getirildiğinde bu sıkıntılarda da bir düzelme görüyoruz.

Koku duyusu zayıf olan çocuklar yemek seçerler. Çoğu kişide hem koku hem tat duyuları çok zayıftır. Yiyeceklerin nasıl göründüğüne ve ağızda nasıl hissettirildiğine daha fazla güvenirler.

Koku ve tat duyusunun artmış olması da azalmış olması da beyin balans sorununu düşündürür. Aşağıdaki kontrol listesindeki bulgular varsa çocuğunuzda beyin balans problemi olması muhtemeldir.

 

Aşırı aktif (hipersensitif) Koku ve Tat Kontrol Listesi

-koku ve tat alma konusunda hassasiyet artmıştır

-bazı yemek kokularında öğürmesi olur

-iç çamaşırı ıslanır korkusuyla lavaboya gitmekten kaçınır çünkü kokudan iğrenir

-yumuşak yiyecekleri tercih eder

-kirli ya da kokuşmuş kıyafetleri olan çocuklardan kaçınır

-diğerlerinin nefes kokusundan şikayet eder

-ev solventlerinde huysuzlanır

-sigara dumanına karşı hassastır

-ağır kokuları olan yemek ve yerlerden uzak durur

-her şeyi koklar

 

     *Azalmış (hiposensitif) Koku ve Tat Kontrol Listesi

-ağır kokular hakkında asla yorumda bulunmaz

-kurabiye gibi pişirilen yemeklerin kokusunu asla alamaz

-ağzını aşırı doldurur

-görüntüsünden dolayı yemekten kaçınır

-asla koklamaz

-tatlı dahil yemek yemekten nefret eder

-kalem gibi objeleri çiğner

-yanan bir şeyin kokusu gibi ağır kokuları farketmez

-fark gözetmeden rastgele yer, zehirli ev temizleme ürünleri dahilherşeye ulaşır

-aşırı derecede yemek seçer

 

Beyin balans programı uygulanırken tedavide koku tedavisi için ‘AROMATERAPİ’ den faydalanırız. Çünkü beyin doğru koku ile güçlü bir şekilde uyarılabilir. Beyin balans programı ile genellikle koku duyusu normal düzeye gelir.

Beyin Balans Bozukluğu Olan Çocuklar Zayıf Sosyal Becerilere Sahiptirler

Beyin balans bozukluğu olan çocuklarda sosyal becerilerin yetersizliği çok önemli bir sorundur. Ne yazık ki, bu çocukların çoğu arkadaş canlısı ve sosyal ilişki kurmaya isteklidirler ancak bunu nasıl yapacaklarını bilemiyorlardır. Her şeyi yanlış yaparlar.

Sosyal becerilerin normal gelişimi non-verbal ( sözlü olmayan) iletişimi kontrol eden beyin alanının normal gelişimine bağlıdır. Sözsüz iletişim beden dilini okuma yeteneğidir yani vücut duruşlarını, yüz ifadelerini, ses tonlarını ve benzerlerini gözlemleyerek insanların duygularını ve niyetlerini anlamadır. Bu, öğretilebilecek bir beceri değildir. Yaşamın ilk 3 aylık dönemi gibi gelişimin erken döneminde doğal ve bilinçaltı düzeyinde gelişir. Bir çocuğun beyni sözsüz iletişim becerilerini geliştirmede çok yavaşsa insanları ‘okuma’ ve sosyal olarak onlarla bağlantı kurma yeteneğini etkiler.

Çok az konuşan veya hiç konuşmayan otizm, Asperger sendromu ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukları konuşmaya zorlamak sık yapılan bir hatadır. Bu durumda gerçek sorun sözel iletişim değil sözel olmayan iletişimdeki yetersizliktir. Sözlü iletişimin öğrenilebilmesi için önce sözlü olmayan iletişim gerçekleşmelidir. İletişim yeteneği olmayan bir çocuk sosyal becerileri geliştiremez.

Bu yüzden sosyalleşme becerilerini öğretmek neredeyse imkansızdır. Sosyalleşme eğitiminden geçen çocuklar sosyal etkileşim kurallarını öğrenebilirler ancak normalde nasıl sosyalleşeceklerini asla öğrenemezler. Sosyalleşme bilinçli olarak öğrenilmez çünkü doğal olarak gelişmesi gereken bir bilinçaltı beceridir.

Beyin Balans Bozukluğu Olan Çocuklarda Göz Koordinasyonu Bozulmuştur

Çocuklar genellikle göz kaslarının tonusunda hafif bir balans bozukluğuna sahip olabilirler. Bu durum, bir gözün dışa baktığı veya diğeriyle hareket etmediği tembel göz olarak kendini gösterebilir. Bazısı her iki gözle burunlarının ucuna bakması istendiğinde başaramazlar. Çocuk hareket ederken bakışlarını sabitleyemez veya gözlerini sabit tutamaz.

Daha az belirgin bir işaret ise her iki gözün hareketli bir nesneyi izleyemediği zayıf göz koordinasyonudur. Hızlı bir şekilde takip hareketi yaparken gözlerden biri veya her ikisi de hedefi aşabilir veya geri kalabilir. Bu durum okuma güçlüklerine de katkıda bulunabilir.

Beyin balans programı çerçevesinde uyguladığımız göz hareketi egzersizleri ve vizüel stimuluslarla görsel semptomların iyileştirilmesi hedeflenir.

Beyin Balans Bozukluğu Olan Çocuklarda Kaba Ve İnce Motor Beceriler Zayıflamıştır

Nörogelişimsel geriliğe sahip çocukların aslında beyin balans problemi olduğundan bahsetmiştik.Bu çocukların çoğunda motor beceriler ile ilgili problemler vardır. Bu çocuklar akıcı hareket edemezlerve kaba motor beceriler olarak adlandırdığımız büyük kaslarını nasıl kullanacağını öğrenmekte zorlanırlar. Sonuç olarak, genellikle tüm beden kaslarını zayıf olarak kullanırlar. En belirgin yanı kötü duruş ve garip bir yürüyüşe sahiptirler. Koordinasyonları bozuktur ve çok az zamanlama veya ritm duyguları vardır.

Beyin balans problemi olan çocuklar özellikle emekleme ve yürüme gibi erken dönem motor gelişime ulaşmada geç kalırlar. Poposu üzerinde ileriye doğru hareket etmek şeklinde alışılmadık bir tarzda emekleyebilirler. Birçoğu emeklemeyi tamamen atlar ve normalden daha erken yürümeye başlar. Bu sanılanın aksine beyin balans bozukluğunu gösterir. Bununla birlikte, çoğu geç yürümeye başlar ve yürüyüşleri güvensiz görünür veya yürürken düşebilirler. Bunun nedeni sırt kaslarındaki postural kasların gelişmesindeki gecikmedir.

Bu çocukların çoğu zaman motor semptomları o kadar siliktir ki genellikle tespit edilmezler. Örneğin; başın eğimi veya vücudun bir yöne doğru eğimi, postural kasların bozuk olduğunun bir işaretidir. İçe dönen bir ayak ve parantez şeklinde görünen bacaklar, uygun olmayan kas gelişimi ve tonusunun diğer belirtileridir.

Beyin balans bozukluğu olan çocuklar genellikle ellerini, el parmaklarını, ayaklarını ve ayak parmaklarını yönetmekte zorlanırlar. Bu, bizim ince motor beceriler olarak adlandırdığımız şeydir. Bu durum daha sonra kötü el yazısı olarak karşımıza çıkar.

Beyin balans programı ile yapılan egzersiz ve stimulus çalışmalarıyla ince ve kaba motor hareketler ve postürde düzelme sağlanması hedeflenir.

Beyin Balans Bozukluğu Olan Çocukların Bağışıklık Sistemi Zayıftır

Beyin bağışıklık cevabının kontrol merkezidir. Bağışıklık sistemi, beynin her iki hemisferinin birlikte nasıl çalıştığının harika bir örneğidir. Çoğu fonksiyonda olduğu gibi bağışıklık sistemi beynin her iki tarafında bulunur ancak her iki hemisferde yer alan parçanın ayrı bir işi vardır. Sol hemisfer hastalık tehtidi olduğunda antikorları aktive ederken, sağ hemisfer bağışıklık sisteminin aşırı aktifleşmesini önlemek için bağışıklık sistemini baskılar.

Bu demektir ki, sol beyin zayıf fonksiyon gösterdiği durumlarda bağışıklık sistemi zayıflar. Bakteri, virüs ve diğer patojenlerin hastalık yapması kolaylaşır. Bu nedenle sol beyin defisiti olan çocuklar sık hastalanırlar. Sıklıkla çok fazla kulak enfeskiyonu geçirir ve sık antibiyotik kullanırlar.

Sağ hemisfer zayıf çalıştığında ise bağışıklık sistemi aşırı çalışır. Bu durum bağışıklık sisteminin kendi vücuduna saldırmasına neden olur. Bu durumlar otoimmun hastalıklar olarak adlandırılır. Bu çocuklarda egzema, astım ve allerji sık görülür. Ayrıca sağ hemisfer defisiti gıda duyarlılıkları gibi gizli problemlere de neden olur.

Aslında çoğu kişi, otizmi sadece vücudun değil beynin de kronik yaşam boyu inflamasyonuna yol açan bir otoimmün hastalık olarak görmektedir. Sadece öyle değildir. Bu bağışıklık semptomları nörolojik bozuklukların nedeni değildir. Aksine burada tartışılan diğer semptomlar gibi bunlar daha büyük sorunun birer parçasıdır.

Bütüncül tıp yaklaşımı ve beyin balans programı ile bu çocukların bağışıklık sistemi düzenlenir.

Beyin Balans Bozukluğu Olan Çocuklar Anormal Duygusal Tepkiler Verirler

Duygusal ve sosyal gelişim, ayna nöronları adı verilen özel bir beyin hücre ağı tarafından düzenlenir. Bilinçdışı olarak, gördüğümüz ve duyduğumuz şeylerin duygularını iletirler. Ayna nöronlar, kahkaha ve gülümsemeyi mutluluk, ağlama ve kaşlarını çatmayı hayal kırıklığı olarak anlamlandıran sözsüz iletişim sistemini yönetirler. Bu sayede başka bir odadan gelen çığlığın sevinçten mi korkudan mı ortaya çıktığının ayrımını yapabiliriz.

Kendi bedenini hissedemeyen bir çocuk, bir sevinç çığlığını korku çığlığından ayıran becerilerden yoksundur. En iyi durumda, arkadaş edinirken ve başkalarıyla etkileşimde bulunurken zorluk yaşayacaktır. En kötü durumda ise, duygusal ifadeleri anlama yeteneğine sahip olmayacaktır. Sonuç olarak sosyal olarak kabul edilemez şekilde davranacaktır.

Beyin Balans Programında Baskın Taraf Önemlidir

Beyin gelişirken mutlaka bir taraf baskın (dominant) olmalıdır. Aksi takdirde beyin düzgün bir şekilde gelişemez ve olgunlaşamaz.

Hepimiz sağlaklık veya solaklık deyince sadece elimizi kullandığımız tarafa bakıyor ona göre baskın kullandığımız tarafı ifade ediyoruz. Peki; çocuğunuz ayakta, gözde ve kulakta hangi tarafı baskın olarak kullanıyor?

Beynimizin sol tarafı sağımızı kontrol ederken, sağ tarafımız da solumuzu kontrol eder. Örneğin, beyninin sağ yarım küresi baskın olan biri, baskın taraf olarak sol taraftaki el, ayak, göz ve kulağını kullanması gerekir. Sol taraf içinse durum tam tersidir. Bu durum gelişen çocuk beyninde sağlıklı yapılanma için çok önemlidir.

Eğer sağ eli baskın kullanan bir çocuk sol ayağını baskın kullanıyorsa buna ‘karışık baskınlık’ denir. Bu beyin balans bozukluğunun bir göstergesi olabilir.

Gelişen çocuk beyninde önemli iki durum olan 1) zamanında kaybolmayan ilkel refleksler ve 2) karışık baskınlık durumları, beyin yapılanmasını ve her iki beynin senkronize çalışmasını bozan, başlangıç sebepler içerisindedir. Bu iki durum otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, disleksi…gibi nörogelişim bozuklukluklarında sık görülür.

Pekibaskınlığı nasıl test edeceğiz?

 

El  Baskınlık Testi

- Küçük bir topu orta hattan tutması için ona atın ve tek elle tutması gerektiğini söyleyin. Topu hangi eliyle tutuyor?

-Çocuk çizmek, boyamak, yazmak için hangi elini kullanır?

-Çocuk dişlerini fırçalamak için hangi elini kullanır?

 

Ayak Baskınlık Testi

-Çocuğa topa çok hafif olarak vurmasını isteyin. Hangi ayakla vuruyor?

-Ayak parmaklarıyla yere  yazı yazmasını isteyin. Hangi ayağını kullanıyor?

 

Göz Baskınlık Testi

Yakın görüş için çocuğa bir büyüteç verin ve bir yere bakmasını isteyin. Hangi gözüyle bakmayı tercih ediyor?

Uzak görüş için rulo gibi bir tüp kullanın ve çocuğunuza bu tüple bakması için sabit bir nokta gösterin. Orta hattan tüpü uzatın ve tüpü iki eliyle almasını ve yavaşça gözüne yaklaştırmasını isteyin. Nesneye odaklanmak için hangi gözü kullanıyor?

 

Kulak Baskınlık Testi

-Cep telefonunu alın çocuğa sevdiği birinin telefonda olduğunu ve kendisiyle konuşmak istediğini  söyleyin. Çocuk telefonu hangi kulağına tutuyor?

-Bir odaya girip kapıyı kapatın. Çocuğunuza kapının dışından gelen sesleri dinlemesini isteyin. Hangi kulağı ile kapıyı dinliyor?

 

Bu testleri farklı zamanlarda ve birçok kez yapın. Elinin/ayağının/gözünün/kulağının her iki tarafını da   ısrarla kullanıyorsa ve/veya bir organ kullanımı sağ diğer organ kullanımı sol tarafta ise çocuğunuzda ‘karışık baskınlık’ durumu vardır. Bu çocuklar eşlikçi diğer bulgularla birlikte beyin balansının yeniden sağlanması için değerlendirilmelidir. Beyin balans programı ile birlikte karışık baskınlık kendiliğinden düzelir.

Çocuğunuzun Beyninin Hangi Kısmı Arızalı?

Otizm, disleksi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sereberal palsi ve diğer nörogelişimsel bozukluklar daha önce ifade edildiği gibi birer beyin balans bozukluğudur. Bu şekilde bakıldığında her iki beyin yarım küresi (hemisferi) etkilense de bir taraf çok daha fazla etkilenmektedir. Örneğin;  otizm tanılı çocuklarda daha çok sağ beyin etkilenirken disleksi tanılı çocuklarda sol beyin defisiti hakimdir.

 

SAĞ BEYİN DEFİSİT BULGULARI

MOTOR ÖZELLİKLER

-Sakardır ve postürü tuhaftır

-Koordinasyonu zayıftır

-Atletik eğilimi yoktur ve popüler çocuk gruplarına ilgisizdir

-Zayıf kas tonusu vardır

-Kaba motor becerileri zayıftır. Bisiklet sürmeyi öğrenmede güçlük çeker ve/veya garip yürüme ve/veya koşması vardır

-Tekrarlayıcı/Stereotipik motor hareketleri( daire içinde dönmek, kolları çırpmak) vardır

-Aşırı derecde kıpırdanır

-Göz kontağı kötüdür

-Küçükken veya şimdi parmak ucunda yürür

 

DUYUSAL ÖZELLİKLER

-Uzaysal oryantasyon zayıftır, sürekli birşeylere çarpar

-Sese karşı duyarlıdır

-Vücudun farklı bölümlerini işaret etmesi istendiğinde kafa karışıklığı yaşar

-Dengesi zayıftır

-Acı eşiği yüksektir, bir kesildiğinde ağlamaz

-Dönmeyi, sürmeyi ve sallanmayı sever (hareket gerektiren şeyleri)

-Bir şeylere dürtüsel olarak dokunur

-Kız çocukları makyaj ya da mücevhere karşı ilgisizdir

-Kollarına veya bacaklarına değen kıyafet hissini sevmez, sürekli kıyafetlerini çekiştirir

-Dokunulmayı ya da birşeylere dokunmayı sevmez

-Sürekli her şeyi koklar

-Yumuşak yemekleri tercih eder

-Fırında pişen kurabiyenin, patlamış mısırın ya da yanan odunun kokusunu alamaz

-Yemeğin görüntüsünden dolayı yemekten kaçabilir

-Yemek yemekten nefret eder, tatlıyı bile sevmez

-Aşırı derecede yemek seçer

 

DUYGUSAL ÖZELLİKLER

-Spontan ağlama ya da gülmeler ve ani öfke ya da korku atakları olur

-Çok endişeli olup birçok fobiye sahiptir

-Geçmişteki psikolojik yaralanmları unutmaz

-Duruma uygun olmayan ve abartılı görünen ani duygusl patlamalar yaşar

-Panik ve/veya anksiyete atakları yaşar

-Bazen karanlık ya da şiddet düşünceleri gösterir

-İfadeden yoksun bir yüz sergiler ve vücut dilini göstermez

-Çok gergindir, gevşeyemez durumda görünür

-Başkaları için empati ve duygu yoksunluğu sergiler

-Duygusal karşılık veremez

-Sık sık korkusuz olma hali yaşar ve risk alır

 

DAVRANIŞSAL ÖZELLİKLER

-Mantıklı düşünebilir

-Çoğu kez hikayenin ana fikrini kaçırır

-Genellikle şakayı en son o anlar

-Bir davranışa takılı kalabilir, onu bırakmaz

-Sosyal nezaketten yoksundur ve/veya antisosyaldir ve/veya sosyal olarak izoledir

-Zaman yönetimi kötüdür, daima geç kalır

-Dağınıktır

-Dikkatini verme problemi yaşar

-Hiperaktiftir ve/veya dürtüseldir

-Takıntılı düşünce ve davranışları vardır

-Sürekli tartışır ve genellikle iş birliği içinde olmaz

-Yeme bozukluğu bulguları gösterir

-Bebekken iyi gelişmemiştir

-Seslerin ve kelimelerin anlamlarını anlamasa da sürekli taklit yapar

-Sıkılmış, ilgisiz ve sert görünür

-Diğer çocuklar tarafından tuhaf görülür

-Arkadaşlık kurma konusunda beceriksizlik yaşar

-Zevk, ilgi be başarılarını diğer insanlarla paylaşmada zorluk çeker

-Uygunsuz bir şekilde budala ya da sersemdir

-Sosyal ortamlarda uygunsuz davranır

-Aralıksız konuşur ve aynı soruyu tekrar tekrar sorar

- Aralıksız konuşur ve aynı soruyu tekrar tekrar sorar

-Ortak dikkati çok azdır veya hiç yoktur, mesela dikkatinizi çekmek için bir noktaya işaret etme ihtiyacı yoktur

-Bebekken aynada kendisine bakmamıştır

 

AKADEMİK ÖZELLİKLER

-Sayısal mantığı zayıftır (kelime problemler, geometri, cebir)

-Okuduğunu anlamada ve pragmatik becerilerde zayıflık

-Büyük resmi kaçırır sadece parçaları görür

-Oldukça analitiktir

-Hokkabazlığı ya da anlaşılır fiziksel mizahı sever

-Yazım hatalarını bulmakta çok iyidir

-Herşeyi kelimesi kelimesine inceler

-Konuşurken bazen sonuca ulaşamaz

-Erken konuşmaya başlamıştır

-IQ testi sonucu yüksektir puanlar veya bütün spektrumda yüksek bulunur ya da sözel becerilerde IQ normalin üzerindeyken performans becerilerinde normalin altındadır

-Okumayı erken öğrenmiştir

-Sıradışı konularla ilgilidir

-Ezbere dayalı yöntem ile öğrenir

-Bir konu hakkında inanılmaz miktarda spesifik bilgi edinir

-Sabırsızdır

-Konuşması monotondur, ses tonu çok az değişir

-Sözel olmayan iletişimde kötüdür

-Yüksek sesleri sevmez (havai fişek gibi)

-Düşündüğünü sesli bir şekilde söyler

-Konuşurken kişisel alanınıza girerek, yüzünüze yakın konuşur

-İyi okur ama okumayı sevmez

-Analitiktir, mantığı önde gider

-Kuralları sorgulamadan uyar

-Zamanı takip etmede iyidir

-Yazım kurallarını ve matematiksel formülleri kolayca öğrenir

-Katılımcı olmaktansa gözlem yapmayı tercih eder

-Yeni birşey denemeden önce kılavuzunu okumak ister

-Matematik genel olarak sorun yaşanan ilk akademik derstir

 

GENEL BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÖZELLİKLERİ

-Çok fazla alerjisi vardır

-Nadiren soğuk alıgınlığı veya enfeksiyonu geçirir

-Egzema ya da astım geçirmiştir ya da hala sahiptir 

-Derisinde küçük beyaz şişlikler vardır, özellikler kolunun arka kısmında

-Davranışları dengesizdir, bir gün iyi bir gün kötüdür

-Bazı yiyeceklere aşırı istek duyar özellikle süt ve buğday ürünlerine

 

OTONOMİK ÖZELLİKLER

-İshal ya da kabızlık gibi bağırsak problemleri vardır

-Yaşına göre yüksek kalp hızı ve/veya yüksek kan basıncı vardır

-Özellikle yemeklerden sonra karın şişliği ve karın ağrıları görülür

-Vücut kokuları kötüdür

-Çok fazla terler

-Elleri daima nemli ve yapışkandır

 

 

SOL BEYİN DEFİSİT BULGULARI

MOTOR ÖZELLİKLER

-İnce motor hareketlerde problem yaşar (kötü ya da yavaş el yazısı)

-Gömleğin düğmesini kapatmak gibi ince motor becerilerinde zorluk yaşar

-Yazı yazarken el kavraması kötüdür ya da gelişmemiştir

-Yaşına veya seviyesine göre çok fazla büyük yazma eğilimi taşır

-Yorulduğunda kelimeleri yuvarlar

-Emeklemesi, ayakta durması veya yürümesi gecikir

-Spor aktivitelerini sever ve bu konuda iyidir

-Kas tonusu iyidir

-Çizim becerileri kötüdür

-Enstrüman öğrenmede zorluk çeker

-Elleriyle birşeyleri tamir etmeyi sever ve mekanik ile ilgili herhangi birşey ilgisini çeker

-Vücut hareketlerini planlama ve koordine etmede zorluk çeker

 

DUYUSAL ÖZELLİKLER

 -Sese karşı hassasiyet gibi duyusal sorun ya da problemleri yoktur

-Uzaysal farkındalığı iyidir

-Dengesi iyidir

-Neredeyse herşeyi yapar 

-Tat ve koku alma duyusu normal ya da normalin üzerindedir

-Sarılmaktan ve dokunulmaktan hoşlanır

-Kıyafet konusunda herhangi bir tuhaflığı yoktur

-İşitsel işleme problemleri vardır

-İşitsel testleri normal çıksa da çok iyi duymuyor gibi görünür

-Konuşmasındaki gecikme kulak enfeksiyonlarına bağlandı

-Taşıt tutması ve diğer hareket hastalıkları vardır

-Acıya az ya da çok duyarlı değildir

 

DUYGUSAL ÖZELLİKLER

-Fazla mutlu veya sevgi doludur, sarılmayı ve öpmeyi çok sever

-Sık sık kaprisli ve asabidir

-Yeni ve farklı şeyleri yapmayı çok sever ama çabuk sıkılır

-Motivasyonu yoktur

-İçe dönük ve utangaçtır

-Aşırı derecede dikkatli, karamsar ya da negatiftir

-Hayattan zevk alıyormuş gibi görünmez

-Sosyal olarak çekingendir

-Kolay ağlar, duyguları kolayca incinir

-Duygularıyla bağlantıda olduğu görülür

-Diğer insanların duygularına karşı empatiktir, insanların duygularını iyi okur

-İnsanların kendisi hakkında ne düşündüğü konusunda oldukça hassastır

 

DAVRANIŞSAL ÖZELLİKLER

-İşlerini erteler

-Özellikle yabancıların yanında aşırı derecede utangaçtır

-Sözel olmayan iletişim konusunda çok iyidir

-Diğer çocuklar ve öğretmenler tarafından çok sevilir

-Okulda herhangi bir davranış paroblemi yoktur

-Sosyal kuralları anlar

-Özgüveni düşüktür

-Ev ödevleri yapmaktan nefret eder

-Sosyal etkileşimlerde iyidir

-İyi göz kontağı kurar

-İnsanlarla birlikte olmayı sever, partiye gitmek gibi sosyal aktivitelerden hoşlanır

-Yatılı misafirliğe gitmeyi sevmez

-Rutinlere uyma konusunda iyi değildir

-Çok basamaklı yönergeleri takip edemez

-Kendi duygularıyla bağlantı halindedir

-Olayı anlamadan fikir beyan eder

 

AKADEMİK ÖZELLİKLER

-Büyük resmi görmede çok iyidir

-Sezgisel düşünür, duygularıyla hareket eder

-Soyut serbest çağrışım iyidir

-Analitik becerileri kötüdür

-Oldukça görseldir, resimleri ve şekilleri sever

-Sürekli bir şeyi neden yaptığınızı veya kuralların neden var olduğunu sorgular

-Zaman kavramı zayıftır

-Gerçek nesnelere dokunmak ve hissetmekten hoşlanır

-Öncelik konusunda sorun yaşar

-Yeni bir şey denemeden önce kullanım kılavuzunu okuma ihtimali düşüktür

-Doğal yaratıcıdır ama potansiyelini tam olarak geliştirmesi için çok çalışması gerekir

-Bir şeyleri gözlemlemek yerine yapmak ister

-Konuşurken ses tonunu iyi kullanır

-Sık kullanılan kısa kelimeleri yanlış okur ya da unutur

-Uzun kelimeleri söylemede güçlük yaşar

-Çok yavaş ve güçlükle okur

-Bebekken nesnelerin, renklerin ve harflerin isimleri konusunda sorun yaşadı

-Bir konsepti öğrenebilmesi için bir çok kez görmesi ve duyması gerekir

-Test sonuçlarında ya da okul performans başarılarında düşme eğilimi gösterdi

-Okul ödevlerinde istikrarsızdır

-Geç konuşmaya başladı

-Kelimelerin teleffuzunda zorluk çeker (ses okuma bilgisinde zayıflık)

-Çocukken, alfabeyi, çocuk şiir ve şarkılarını öğrenmede güçlük yaşadı

-Düşünmeden hareket eder ve dikkatsiz hatalar yapar

-Çok fazla hayal kurar

-Olaylar sırasında uygun şekilde sıralamada güçlük yaşar

-Harfleri sık sık tersten yazar

-Temel matematik becerilerinde zayıftır

-Ezber becerisi zayıftır

-Akademik becerileri zayıftır

-Beklenenden daha düşük  IQvardır ve  sözel puanı sözel olmayan puandan daha düşüktür

-Sözel testlerde kötü performans gösterir

-Bir şeyi yapmadan önce defalarca söylenmesi gerekir

-Kekeler ya da çocukken kekelerdi

-Hecelemede kötüdür

-Yönergeleri iyi okuyamaz

 

GENEL BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÖZELLİKLERİ

-Kronik kulak enfeksiyonlarına sık yakalanır

-İyi huylu tümör ya da kistlere eğilim vardır

-On yaşından önce 15 kereden fazla antibiyotik kullanmıştır

-Kulaklarına tüp takılmıştır

-Çok soğuğa yakalanır

-Alerjisi yoktur

 

OTONOMİK ÖZELLİKLER

-Yatak ıslatma problemi vardır

-Aritmi ya da üfürüm gibi düzensiz kalp atımı vardır ya da önceden vardı 

Beyin Balans Programında Ses ve Işığın Teröpotik Kullanımı

Ses ve renk terapisi eski uygarlıklara kadar uzanır. Müzik ve renk gerçek enerji frekansları yayarak çalışır. İşitsel ve görsel uyarım, ses ve ışık yoluyla, işlev gördüğü farklı frekanslar nedeniyle terapötik bir etkiye sahiptir.

Renk üçlü bir uyarıcıdır. Bilinçli olarak farkında olmasak da etkilerine duyarlıyız. Örneğin, parlak kırmızıya bakmak veya hatta giyinmek farklı duygusal, otonom veya motor tepkiler ortaya çıkarabilir.

Işık gibi ses de dalga boyuna ve frekanslara dayanır. Görünen ışık spektrumu 7 ana ışık frekansına veya rengine bölündüğü gibi duyulabilir ses de 7 ana frekansına veya notalara ayrılır. Bu tesadüf değildir. Beynin işitme ve görmeyi benzer bir şekilde işlediği gerçeğine dayanır.

Beynin iki hemisferi, uyaranın frekansına bağlı olarak ses ve ışığı farklı şekillerde işlemektedir. Belli bir noktaya kadar, ses ve ışık paralel bir yolu takip ederve sonra ayrılırlar. Daha az ayrıntılı bilgi taşıyan daha yüksek frekanslı sesler sol hemisfere, düşük frekanslı sesler sağ hemisfere gider. Daha yüksek frekans yani daha süratli, daha hızlı değişen sesler (konuşma gibi) öncelikle sol hemisfer tarafından işlenir. Hem ışığın hem sesin farklı frekansları, beyin hücrelerinin farklı hızlarda ateşlenmesine neden olur.

Beyin Balans Programında Zamanında Kaybolmamış İlkel Refleksler

*İlkel refleksler, belirli uyaranlara yanıt olarak normal bebekler tarafından sergilenen ama nörolojik olarak sağlıklı olan yetişkinler tarafından gösterilmeyen, doğuştan gelen ve merkezi sinir sistemi kaynaklı istem dışı refleks davranışlarıdır. Bebeğe nefes alma, aç olduğunda beslenme, rahatsız olduğunda kıvrılma ve ağlama, sarıldığında mırıldanma iç güdüsü verir.

*Her refleks hem anne karnında hemde doğum sonrasında çok önemlidir. İlkel refleksler doğum kanalında yolculuk yapmaya yardımcı olurlar. Ters doğum bu reflekslerin tam olarak aktive edilemediğinin ve simetrik olmadığının işaretidir.

*İlkel refleksler erken gelişimin her aşamasının yolunu açar. 3-5 ayda ilkel refleksler ilk ve en önemli kilometre taşlardan biri olan 'dönmeyi' sağlar.

*Beyin korteksi geliştikçe 4-6 aylıktan itibaren ilkel refleksler inhibe olur ve yerini ayakta durmamızı sağlayan postural reflekslere bırakır.

*Çocuklarda beyin gelişiminin sağlıklı olabilmesi için ilkel refleksler kesinlikle inhibe olmalıdır. Aksi takdirde beyin düzenli bir şekilde inşa edilemez ve beyin balans bozukluğu böyle başlar. Bu birçok nörogelişimsel hastalığın (otizm, disleksi, tik bozuklukları, serebralpalsi, öğrenme bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite...) gelişimine öncelik eder.

*Günümüzde yaygın olarak yapılan sezeryan doğumlar ile birlikte bu refleksler kullanılmadığı için, ilkel refleksler kaybolması gereken zamandan daha uzun süre aktif olarak kalır ve bu durum nörogelişimi yavaşlatabilir.

*İlkel refleksleri kullanmak onları yeniden entegre etmenin en önemli yoludur. Beyin balans programı içerisinde öncelikle bu sağlanmalıdır. Ne kadar erken müdahale edilirse beyin balansını yeniden sağlamak o kadar kolay olur.

*Beyin balans programı çerçevesinde yeniden entegre edilmesi gereken en önemli ilkel refleksler arasında şunlar bulunur:

-Moro refleksi

-Asimetrik tonik boyun refleksi

-Simetrik tonik boyun refleksi

-Plantar refleks

-Yakalama refleksi

-Emme ve aranma refleksi

-Galant refleksi

Çocuğunuzdaki Denge Problemi Beyin Balans Bozukluğunun Göstergesi Olabilir

Vestibüler sistem, çocukların kendilerini dünyadaki yerçekimi kuvvetine oryante etmelerine yardımcı olan ana sistemlerden biridir. Doğru duruş ve dengeyi korumalarına yardımcı olur. İç kulak denge sistemi, proprioseptif sistem ve okülomotor sistem ile birlikte tüm beyindeki stimulusların çoğunu oluşturur.

Vestibüler sistem uzaysal farkındalık ve harekete yardımcı olmak için görsel ve işitsel sistemlerle yakından çalışır.

Vestibüler sistem değerlendirmesindeki en önemli olan şey beynin iki tarafının işlemlendirdiği vestibüler girdinin dengede olup olmamasıdır. Bir tarafı aşırı aktif ise diğer tarafı az aktif hale gelir.

Vestibüler sistemi zayıf olan çocuk sakar olur ve dönerken asla başı dönmeyebilir. Aşırı aktif bir vestibüler sistemi olan bir çocuk kolayca başı döner. Taşıt tutması yaşayan bir çocukta vestibüler sistem aşırı aktif çalışır.

Beyindeki vestibüler bilgileri işleyen birincil vestibüler alan beynin sağ tarafında bulunur ve beynin sindirim sistemini, tat ve koku duyusunu kontrol eden ‘sağ frontal insüler korteks’ kısmına çok yakındır. Bu yüzden başımız döndüğünde mide bulantısı hissederiz.

Sanılanın aksine vestibüler fonksiyon bozukluğu yaşayan çocukların büyük çoğunluğunda MR ve BT gibi görüntüleme yöntemlerinde ve kan tetkiklerinde herhangi bir bozukluk bulunamaz. Tanı fonksiyonel nörolojik muayene ve hikaye ile konulur.

Vestibüler sistemden beynin her iki yarım küresine giden stimulusların dengesi bozuksa çocuğunuzda aşağıda semptomlar ve bulgular görülür:

  • Salıncaklar, kaydıraklar, bisiklete binme, atlama veya tırmanma gibi ayakların yerden kesilmesini gerektiren faaliyetlerden hoşlanmama veya korkma
  • Sakarlık veya sık düşme
  • Genellikle yavaş / dikkatli hareket etme
  • Sık sık hareket hastalığı / baş dönmesi
  • Tehlikenin / risklerin veya dürtüsel olarak zıplama, koşma ve / veya tırmanmanın farkında olmama
  • Ortamlarda sık sık kaybolmuş gibi görünme veya nesneleri bulmakta zorluk çekme
  • Sallanma, dönme veya sık sık baş eğme. Hareketli nesneleri de dikkatle izleyebilme
  • Genellikle hareketsiz faaliyetleri tercih etme
  • Hareketsiz oturma veya hareket etmeden dikkatini sürdürememe güçlüğü
  • Okuma, yazma ve / veya matematikte zorluk
  • Genellikle eğilme, başı ellerle tutma veya uzanmayı tercih etme

 

Bu çocukların dengesiz çalışan vestibüler sisteminden kalkan uyarılar beyin balans programı ile düzeltilip iki beyin hemisferinin senkronize çalışması sağlanmalıdır.

Beyin Balans Programında Amaç Nöroplastisiteyi Sağlamaktır

Bir zamanlar, bilim insanları beynin doğumda değiştirilemez bağlantılara sahip olduğuna inanıyorlardı ve büyümesi, değişmesi veya hatalı bir büyüme modelinin düzeltilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorlardı. Fakat son yıllarda nörobilimciler beynin aslında yapılandırmaya elverişli özelliğe sahip olduğunu keşfettiler. Yani uygun stimulus verildiğinde hem fiziksel hem kimyasal olarak değişme yeteneğine sahipti. Bu değişebilme yeteneğine NÖROPLASTİSİTE (beynin esnekliği) adı verilir.

Nöroplastisite ya da nöral esneklik nöronların (sinir hücrelerinin) hem anatomik hem de işlevsel olarak yenilenmesine ve yeni sinaptik bağlantıların oluşmasına olanak tanır. Nöroplastisite beynin kendini iyileştirme ve yeniden yapılandırma becerisidir. Sinir sisteminin bu uyum potansiyeli, beynin bozulma ya da yaralanmalardan iyileşmesine imkan verir.

Beyin, yeni uyaran aldığında yeni sinir yolakları kurar. Nöral yollar ya da devreler kendi aralarında iletişim kuran nöronlardan yapılmış yollardır. Nöronlar, başka nöronlarla kesişme noktası olan sinapsta iletişim kurarlar. Her yeni bilgi kazanıldığında (tekrar edilen uygulamalarla), bahsi geçen nöronlar arasında sinaptik iletişim ya da bilgi aktarma artar. Nöronlar arasında daha iyi bir bağlantı, yeni bir yol oluştururken ya da kullanırken, elektrik sinyallerinin daha verimli ilerlediğini gösterir. Örneğin, yeni bir kuşu tanımaya çalışırken belli nöronlar arasında yeni bağlantılar kurulur. Görsel korteks (beyin kabuğu) nöronları onun boynunun rengini farkederken, işitsel korteks nöronları o kuşun ve diğer kuşların nasıl çağırıldıklarına dikkat ederler. Kuşun adını ve özelliklerini tanımak için rengine, çıkardığı sese ve ismine tekrar tekrar bakılır. Her yeni bakışta nöral devreyi yeniden ziyaret etmek ve bahsedilen nöronlar arasındaki nöral aktarımları yeniden kurmak sinaptik akratımın daha etkili olmasını sağlar. İlgili nöronlar arasındaki iletişim kolaylaştırılır, bilişsellik daha da hızlı hale getirilir.

Nöroplastisite yaşla birlikte azalsa da hayat boyu devam eder. Çocuk beyin gelişiminde yaşamın ilk 4 yılı nöroplastisite kapasitesi yönünden çok güçlüdür. Nörogelişimsel geriliğe sahip çocuklarda uygun yere, uygun miktarlarda ve uygun sıklıkta çeşitli yollardan stimulus verildiğinde beynin yeni bağlantılar kurarak bir bütün halde çalışması nöroplastisite sayesinde mümkün olur.

Beyin Balansı Bozulmuş Çocuklarda Postür ve Duruş Bozukluğu Sık Görülür

Propriosepsiyon eklemlerin uzaysal boşluktaki pozisyonunu, konumunu, hareketini algılama duyusudur. Sinir-kas kontrolünün sağlanması için gerekli motor planlamaya ve kas refleksine katkıda bulunarak dinamik eklem stabilitesini sağlayan bir tanımlamadır.

Proprioseptif duyu ise  VÜCUT FARKINDALIĞI olarak da adlandırılabilir. Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun yerçekimine göre nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir.

Propriosepsiyon sistemi, diğer duyu sistemleri ve bir bütün olarak beynin üzerindeki en önemli etki olarak görülmelidir.

Proprioseptif duyu ile ilgili komik olan şey azaldığında ve kaybolduğunda hiç kimsenin ne ebeveyn ne de çocuğun farkında olmamasıdır. Çünkü bilinçaltında olan tek duyudur. Görme, işitme, koku, tat ve dokunma gibi diğer tanıdık duygular bilinçli olarak farkındayızdır.

Propriosepsiyon beyin için daha önemlidir çünkü daimi olan tek duyu budur. Çoğunlukla yakında olan vestibüler sistem ile yakından çalışır.

Çocuklar ilk yürümeye başladığında hareketlerini aktif olarak düşünmek zorundadırlar. Bu beynin konsantre olmasını ve başka birşey düşünmesini zorlaştırır. Bir çocuk beceriksiz ve tuhaf bir şekilde yürürse diğer becerilere geçmesi zor olur çünkü kafası hareketleri kontrol etmek ile meşguldür.

Kas tonusu,propriosepsiyonun iyi bir göstergesidir. Çocuğun kas tonusu düşükse kaslar, tendonlar ve eklemler harekete karşı daha az duyarlı olacaktır. Bu nedenle beynin bu harekete tepki vermesinden önce vücudun çok daha fazla harekete geçmesi gerekir. Hareketleri beceriksiz, yavaş ve koordinasyonsuz yapan budur.

Çocuğunuzda proprioseptif duyu girdisi iki tarafta dengesiz veya iki tarafta da yetersizse şu bulgular izlenir:

-postürü kötüdür

-sürekli kıpırdanır ya da hareket eder

-biri  tarafından sarmalanmak için aşırı istek duyar

-ayağını destek almak için masanın bacaklarına dolar

-vücut bölümlerini tanımlamada problem yaşar

-sürekli birşeylere çarpar

-dengesi kötüdür

-vücudunu sallar ve başını çarpar

-yükseklikten hoşlanmaz

Yol Tarifi Al Hemen Ara